10 Nisan 2015 Cuma

Aslında Şemsiye, Güneşle İlgili Bir Kelime


Kayıtlara geçsin diye yazıyorum: Çok daha büyük tipiler, fırtanalar olmuştu... 9'undan 10'una bağlanan 2015 Nisan'ında, yollarda sağa sola bırakılmış, atılmış, ömrü hayatımda gördüğümün toplamından daha fazla, onlarca şemsiye cesedi vardı. Kadıköyden Kuzguncuğa, oradan Üsküdara, Üsküdardan Taksime, Cihangire ve tekrar Kadıköye, kırılmış, bozulmuş, yamulmuş; sinir, öfke, usanmışlık, vazgeçmişlik ve caymışlıkla, eaaaaaaaaah denerek bir tarafa sallanmış şemsiye leşleri... Tuhaftı gerçekten. Gün güzeldi ama...




8 Şubat 2015 Pazar

MMH-7

Öyle değilse de öyle.

Nasıl geçer? Nereye varır?
Kollar, bacaklar...
Yaşayacak mıyım doktor?
Tedavi görmek istemek.
Pills in me
from pills in me
Hastalık.
Olm bizim daha yapacak çok işimiz var,
bunlara zaman yok!
Rahat mıyım, huzurlu muyum?
Enke intihar etmiş, trenin altına atlamış!
4 desen kayboldu.
Yerine 40 desen...
Ne bekliyor? Ne istiyor? Ne kadar zamanı var?
Tutunmadan düşmemek
Galata Köprüsü'nden Üsküdar açıklarına.
Basit  olacaksın!
Hop! Kıpırdamıyoruz.
Kırgız çocuklar var, otur izle, eğlen... Bir de Almancılar var.
Geri zekâlı kadın!
Siktir git deseydin.
İşte anlamıyor geri zekâlı...
Geçen bir dizi vardı, Amerikalı ajanlar Almanya'ya gidiyorlar...
Çok dakik.
Çalıştığın yerde huzur olması çok önemli, değil mi?
Masasına balık çizersin.
Dersten çık, derse gir, bayılmak üzereydi.
Harbiden, iki hafta götür alışsın.
Biz zaten ayrı yataklarda yatıyoruz...

2009'da, Ağustos yaklaşırken.

Sic transit gloria mundi
What I spent I had
What I saved, I lost
What I gave, I have




























20 Ekim 2013 Pazar

Hiç Hatırlamıyorum

Son gemiye binip yola çıktılar. Duvara bitişik bir masada karşılıklı oturdular. Geminin garsonu geldi: "Ellilik bomonti", "ben de aynısından" dediler. Sonra biri anlatmaya başladı: "Apartmanın girişindeki eşiğin hemen yanında bir çift ayakkabı vardı. En üst kata çıktık, eve girdik, o kadar sessizdi ki derinlerden gelen bir çınlama duyuyordum. O çınlama hep var mı ki?" Diğeri duvara doğru dönerken aniden irkildi, "oha lan!" dedi, "gölgeme çarpıyordum". Biri diğerinin şaşkınlığına güldü. Diğeri ekledi: "Olm bu kadar mı olmamışlıklar üzerine kurulu bi evrende yaşıyoruz lan!" Hâlâ oradalar ve içmeye devam ediyorlar. Bazen diğeri çok sarhoş olup insanlar hakkında kötü sözler söylüyor, sonra dönüp kendine ağza alınmayacak küfürler ediyor, sonra gene insanlara saydırıyor. Biri bazen çok sıkılıyor. İtiraf edemediklerinden konuşmak istiyor: 

Güzel Cuma gecelerini, gece yarılarını, Cumartesi sabahlarını,
güzel anların, yapamayacaklarıyla çelişkisini,
güzel anların 'senden hiç beklemezdim'lerle birlikte oluşturduğu paradoksu,
ötekilerin gölgelerinin arkasından ara sıra ortaya çıkan ayın dünyasına etkilerini,
ruhsal gelgitlerini anlatmak istiyor.

Biri "anlaşılmak istemiyorum" dedi. "Çünkü kimse kimseyi gerçekten anlayamaz. Sadece dinlenmek istiyorum. Hem dinlenmek hem de dinlenmek istiyorum." Diğeri aniden başını kaldırdı, "Efendim?" dedi. Biri anlatmaya devam etti:

"Söylemesi kolay.
İntihar bir çok insana şekilli gözükür ama
ölüm hiç sevimli değil.
Gölgene sahip çık!"







12 Ekim 2013 Cumartesi

Tam Bir Geri Zekâlısın

Gölgesini değil kendini sevdi
Narkissos'un hiç kimseye, hiçbir şeye ihtiyacı yoktu
Half life
Birinin içine girebilmen için
Bir insanı içine alabilmen için
Bir insanın seni içine alması için

Bilebilseydik umut etmeye gerek kalmadan
Closer
Yaşayabildin mi şimdiye kadar sadece kendin için
Gördüğüne de inanma
Gözlerini kapa

Ötekini üzmeden
Kimsenin karanlığını bilmeden
Beklentisiz bir insan haline nasıl gelinir?






3 Ekim 2013 Perşembe

MMH-6

Derin bir huzursuzluk
Yoksa sadece reddettiğimiz hayvan
Gerekli mi gerekli
Bir ileri bir geri giderek
İsterim ki güveneyim
Tam uçurumun kenarından yuvarlanacakken
Sar yak bi sigara
Arkana dönüp bakarsan
Arkaya dönüp bakarsam
Dürüst olsun olmasın
Bırakmasın üretsin
Aynaya bak arada
Simetrik düzen sıkıcı olsa da
Keyifli bir oyuna çevirebilirsin istersen
Korkma kendinden
Koruyup kollasın
En ufak yalanlara gönüllü
Kanarken görürüm kendimi
Ya bi tarafın kalkar ya da özgüvenin sarsılır
Bitince bırak öylece, sönmesin hemen
Tutsun elimden
Arkama bakmadan gidip dönebileyim
İçerideki ayarlarla oynamak istenebilir
E o da lazım ama
Yoksa esas sebep bu değil
Derin bir huzur arayışı.





29 Eylül 2013 Pazar

Rengo

Standart hayatın dışına çıkmak,

Artık yağmurlar da başlar, toprak güzel kokar. Bilirsin kafamın ne kadar karışık olduğunu. Seninleyken sevdiğin ama nasıl yaşandığını bilmediğin bir yerde, yurdundan uzakta biri gibi hissedilebiliyor. Orada birbirini anlamaya çalışırken iyi vakit geçiren insanlar gibiyiz. Şu an başka bir dünyadayım ama çok uzakta değil. Burada bir Renk var; içinde bütün renklerden bir parça taşıyor, herkesi gülümsetiyor. Senden biraz daha açık, senin kadar sıcak. Bazı duyguları hiçbir zaman bilemeyebiliriz. Kocaman bir soru işareti yanı başımıza çöreklenebilir. Olsun, birazcık yalan söyleriz, azıcık kasar küçük numaralar yapar Yokyer'de hiçolmadı deriz. Yara izleri bir yere kadar güzeldir. Ginseng içkisi olsa da içsek.


oradan kendine bakmak

Sana toprak kokusunu duyumsatamadım. Kafam çok karışık, tahmin edersin. İnsan zaman zaman dünyada başka hiç kimse kalmadı zannediyor ama her zaman bir tokatlayan çıkıyor. Başbaşayken kaynattığımız zamanlar yabancı ellerde, anadilini konuşan biriyle karşılaşmak gibi. Şu an başka bir dünyadayım ama çok uzakta değil. Burada bir Çınar var; sıcaktan bunalmasalar bile herkes gölgesinde. Artık isimsiz bir şarap alıp kayalıklara da inemeyiz. Kıvrana kıvrana 100 numara arayamayız. Olsun, gene de güneşte kavrulurken serinleyecek bir gölge bulabiliriz. Olmazsa kendi gölgelerimize mülteciler alır iyilik yaparız. Ginseng içkisi olsa da içsek.


ya da bakmamak

Koskoca bir ağacı besleyebilecek bir avuç toprak bıraktım geride. Kafa mafa kalmadı, herkesin aynı anda konuştuğu bir kalabalıkta susmak gibi aklımdakiler. Anadilimizi bile kendimiz yarattığımız bir ülke kurabiliriz ama dışarıdan istila edilmesi bir yana, düşmanla işbirliği yapıp kapıları içeriden açan hainler çıkabilir. Sana en yakın kişi zaaflarını da en iyi bilen kişidir ya hani... Yara açmak bir yana, içinde ne var ne yoksa boşaltılıyor. Şu an başka bir dünyadayım ama çok uzakta değil. Burada bambaşka bir Işık var, insanların gözlerini kamaştırıyor. Gözlerini kapatıp eve gitmek, usulca... İçinde olmak. Olsun, gene de en iyi sen anlarsın, bir ileri bir geri adım atsak da. Ginseng içkisi olsa da içsek.






6 Eylül 2013 Cuma

MMH-5

Katliam var, kan revan
Gördüğün fotoğraflardan bahsetme, senden duymasın
İtiraf edemediğin şeyler var
Aklından bile geçiremiyorsun ki!
Keşke her zaman her şey herkesle konuşulabilse

İskele; konsevatuvarın yanında polis ordusu
Eller titremiyor yazarken bugün
Bekleyelim, kasalım, ani hareketlerden kaçınalım
Hâlâ itiraf etmedin
Eder misin acaba?
Kimliksiz, tanımsız tipler
1 Lira eksik dolmuş parası
100 lira, senkronize sıkıntı
Çok sıkıntı
Bana anlatabilmeni dilerdim

Ayın ortasına gelemedik daha
Küçük kız, sarı yağmurluk
Anne, baba, gölge
Ne renk olsun şemsiye
Kafan çok mu karıştı?
İçindekileri düzenle
Gölge, ayna, silüet
İtiraf et kendine
Levent ilginç konuşur
Kahve bahane
Yeni hayat ekstra kaos
Akıl gitmez artık eskiye
Yarim gelir yanıma
Kanı kaynar kanıma
Tek şeker bardak çaya
Beden toprağa, küller havaya
Zıplama tek kıvılcımla
Gömül kendi zihnine
Yemekten sonra evde tek başına
Salak ediyor tek bira
En az 3 gerek bana
Sana anlatabilmeyi dilerdim

Buluşama da sevin
3. şahıs, 3. dünya, savaş, psikolojik profiller
Demiştim ya; görmek iste ama görme
Bir sürü safsata, el ele kolkola
Buseme el bahar kor er
Sabırlı olmak için beklemek yetersiz
Beklerken hareket halinde olmak gerek
Kabus eksik olsa da
Rüyalar hâlâ iyi alternatif
Alternatif yok diye birbirine düşmek
Uyu da uyu
Kafanın içi dolu ama bomboş
His bu
Cuma ne kadar güzeldi
Gölgenin şeytaniliği
Fiziki varlığın ispatı, ifadesi
Gök bakır yer demir
Bilmek itiraf etmeye yetmez
Anlatmadan da bunu yaşayabilmeyi dilerdim

No lo encontraras
Sakin günlerden biri
Akıl uyur, şeytanlar cirit atar
Aydınlık bulutların arkasında
Ay kaybolur arada
Görünmeyen kara bulutlar var
Üç harfliler, bilirsin sen onu
Söylemeyiz adını
Artık dayanamazlar giderler
Bilirsin ama bilemezsin bazen
Gölgesi olmayan
Ya basta
Yasla başını uyu güzel güzel
Şaşırtıcı analoji, biri sana diğeri ona
Beş harfliler, Voldemort
Ağustos üstlensin tüm huzursuzlukları
Onu bulamayacaksın
Kehanet hepsini söylemez
Dört harf yeter bana
İçinde sakla, itiraf etme yeter
Kasıma kadar
Chelovek s kino-apparatom, boğaziçi
Vaktizamanında karşılaşmayı dilerdim.





İzleyiciler